Son yıllarda zorlu ekonomik koşullarla mücadele eden Türkiye, uluslararası kuruluşların dikkatini çekmeye devam ediyor. 2023 yılı itibarıyla Türkiye'nin ekonomik büyüme tahminlerine ilişkin açıklamalar, dünya genelinde önemli bir merak konusuydu. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), 2024-2025 dönemine ilişkin büyüme tahminlerini güncelleyerek Türkiye’nin ekonomik görünümünü mercek altına aldı. OECD’nin hazırladığı rapor, Türkiye'nin ekonomik potansiyelinin yanı sıra siyasi ve sosyal dinamiklerinin de bu büyümeye etkisini ele alıyor.
OECD, 2023 yılı için Türkiye'nin büyüme tahminini %3.5 olarak belirledi. Bu rapor, ekonominin toparlanma sürecine girdiğini ve uluslararası ticaretin artmasının büyük rol oynayacağını öngörüyor. Özellikle ileri teknoloji ve dijitalleşme alanında atılan adımlar sayesinde Türkiye’nin ekonomik verimliliğinin artacağı vurgulanıyor. OECD yetkilileri, Türkiye'nin stratejik konumunu ve genç nüfusunun dinamizmini dikkate alarak, bu büyüme hedefinin ulaşılabilir olduğunu belirtiyor.
Türkiye’nin ekonomik büyümesinde önemli bir faktör de devletin gerçekleştirdiği reformlar ve yatırım ortamının geliştirilmesi. OECD’nin raporunda, hükümetin iş yapma kolaylığını artırmaya yönelik attığı adımların önemine değiniliyor. Yabancı yatırımların çekilmesi için yapılan vergi indirimleri ve istihdam teşvikleri, Türkiye'nin yatırımcılar için daha cazip bir merkez haline gelmesine katkı sağlıyor. Bunun yanında, sürdürülebilir büyümeye yönelik yeni enerji politikalarının da ekonomideki olumlu etkilere dikkat çekiliyor.
Ayrıca, OECD, Türkiye’nin tarım, sanayi ve hizmet sektörlerinde yaşanan yenilikçi dönüşümlerin, büyüme tahminlerine önemli ölçüde katkıda bulunacağına inanıyor. Özellikle yeşil enerji ve dijital dönüşüm projeleri, Türkiye'nin global ekonomide daha rekabetçi hale gelmesine yardımcı olacak stratejiler olarak öne çıkıyor.
Bunların yanı sıra, seçmenlerin tercihleri ve siyasi iklim değişikliklerinin de OECD’nin büyüme tahminlerine etkisi üzerinde duruluyor. Türkiye’deki belirsizliklerin azalması ve siyasi istikrarın sağlanması, ekonominin güçlü bir ivme kazanmasına zemin hazırlıyor. Hükümetin, uluslararası ilişkilerdeki dengeleri sağlama stratejisi, ekonomiye olan güveni artırmış durumda. Türkiye'nin büyük ekonomik potansiyelini en iyi şekilde değerlendirebilmesi için, uluslararası işbirliklerine de önem vermesi gerektiği vurgulanıyor.
OECD’nin raporu, Türkiye'nin ekonomik geleceği hakkında umut verici bir tablo sunarken, dikkate alınması gereken bazı uyarılara da yer veriyor. Raporda, olası küresel ekonomik dalgalanmalar ve bunların Türkiye ekonomisi üzerine yaratabileceği olumsuz etkiler konusunda uyanık olunması gerektiği belirtiliyor. Bunun yanı sıra, enflasyon ve döviz kuru dalgalanmaları gibi iç faktörlerin de etkin bir şekilde yönetilmesi gerektiği uretiliyor.
Özetlemek gerekirse, OECD'nin Türkiye için belirlediği büyüme tahmini, ekonomik alanda yaşanan gelişmelerin ve çözüm odaklı reformların bir sonucudur. Ancak gelecekte ortaya çıkabilecek risklerin de göz önünde bulundurulması, Türkiye'nin bu büyüme hedeflerine ulaşmasını sağlayacak unsurlar arasında yer alıyor. Ekonomik istikrar ve siyasi güven, Türkiye’nin büyüme hikayesinin anahtarı olmaya devam edecek.